Gerçekliğin Sınırında: 5G Çağında İletişim
Hayal, sahneye çıktığında artık teknoloji değil; kültürdür.
İletişim, karşıya sesimizi, suretimizi, duygumuzu ulaştırma gayreti, insanlığın varoluşuyla yaşıt bir arayış. Telgrafın tıkırtısından televizyonun ışığına, internetin bitlerinden metaverse’ün piksel evrenine uzanan bu yolculuk, aslında insanın “varlığını başkalarına aktarma” ihtiyacının evrimi. Her dönemin teknolojisi, yalnızca bir iletişim aracı değil, bir düşünme biçimi de olmuştur.
Bir zamanlar Operadaki Hayalet’in illüzyon sahnesinde aynalarla yaratılan “görünmeyen varlık”, seyirciyi büyülemişti. Ardından, Star Wars’ta Prenses Leia’nın hologram mesajı, sinemanın değil, insanlığın kolektif hafızasına kazındı — çünkü orada teknoloji değil, ulaşma arzusu vardı.
Bir süredir Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu adım adım dönüştüren Türk Telekom, 5G ile gerçekleşen bir dizi “ilk”e imza attı:Uzaktan çevrimiçi ameliyat, akıllı tarım uygulamaları, otonom traktör deneyimi, yerli endüstriyel şebeke altyapısı, ilk canlı maç yayını, 5G VR ile dünyanın ilk kukla oyunu, Atatürk Kültür Merkezi’nde yenilikçi sanat deneyimleri, Avrupa’nın ilk gemi algılama testi… Ve şimdi, bu zincirin en sembolik halkası: Türkiye’nin ilk canlı 5G hologram basın toplantısı.
16 Ekim öncesinde, 5G frekans ihalesine dair değerlendirmelerini paylaşan Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, fiziksel varlığı olmadan, hologram teknolojisi aracılığıyla medya mensuplarının karşısına çıktı. Soruları yanıtladı, orada olmasa da sahnedeydi. Bu deneyimi 110 gazeteci aynı anda yaşadı. Bir basın toplantısından fazlasıydı bu; iletişim kavramının kendisi yeniden tanımlanıyordu.
5G’nin sunduğu hız ve kapasite, aslında “insan varlığının dijital tezahürüne” alan açıyor. Artık bilgi, yalnızca iletilmiyor; mevcudiyet de taşınabiliyor. Bu, bir teknolojik sıçrama değil — iletişimin ontolojik bir kırılmasıdır. Zaman, mekân ve temsil arasındaki sınırlar eriyor; mesaj, artık sadece okunmuyor, hissediliyor.
Gazeteciler, o salonda bir sunumu değil, bir fenomeni izlediler: Gerçeğin kendisiyle simülasyonun aynı sahnede buluştuğu, “iletişim” kelimesinin yeni anlamını. Bu an, Türkiye’nin dijital dönüşüm yolculuğunda bir milat olarak tarihe geçti.
Lorbi PR olarak, bu benzersiz deneyimin kurgusunda yer almak, bizim için bir “başarı öyküsü”nden çok, bir gelecek anlatısına katkı anlamı taşıyor. Çünkü biz, iletişimi bir sektör olarak değil; insanlığın kolektif zekâsının en rafine biçimi olarak görüyoruz. Her yeni teknoloji, iletişimin doğasını yeniden yazarken biz de o hikâyenin satır aralarında yer almayı önemsiyoruz.
Bugün, 5G çağında iletişim artık yalnızca “bağlanmak” değil; varlığını birden çok boyutta paylaşmak. Ve biz biliyoruz ki — gelecek, bağlantının hızında değil, anlamın derinliğinde şekillenecek.
Mustafa Kaya